logo

13 Mayıs 2013

Merhabalar…..


Merhabalar…..

Merhabalar...

 

Uzun yıllardan beri Tuzla’da oturan bir kimse olarak sizlere Yeni Tuzla gazetesinde hizmet etmekten mutluluk duyacağımı, sorunlarınızı dile getireceğimi,yanlışları düzeltmek için elimden geleni yapacağımı öncelikle belirtmek isterim.

Tuzla’da yaşanan güzel gelişmelerin yanında gözden kaçan bazı hatalarda olabilmekte. Bu hataları düzeltmek ya da düzelttirmeye çalşmak için elimden geleni yapacağımı sizlere ilk yazımda tekrarlamak isterim.

Bizler gazeteci olarak güzellikleri yazmaktan çok yapılan yanlışları yazmalıyız.Ben kendime bu felsefeyi edindim. Tuzla bir metropol dahi olsa bizler gazeteci olarak yanlışları hataları yazmalıyız ki Tuzla postmetropol olabilsin.

Öncelikle sizlerle şu düşüncemi paylaşmak istiyorum.

Gazeteciyim veya bir gazetede çalışıyorum demekle gazeteci olunmaz.

Gazetecilik fedakarlık ister.

Doğru bilinenlerin üstüne gidecek cesareti ister.

Yeri geldiğinde hayatından, zamanından, özgürlüğünden vazgeçebilmeyi ister.

Hırsızlıkları, yanlışlıkları ortaya çıkarabilmek için dürüst olmayı ister.

Yaşamın ve devletin koyduğu kurallara uygun yaşamayı ister.

Ahlaklı ve insaflı olmayı ister.

Kısaca gazeteciyim dediğinizde çevreniz tarafından örnek olarak gösterilen kişilerin içerisinde olmanız gerekmektedir.

Bu durum bugünün Türkiye’sinde böyle mi acaba?

 

Bunu daha ilk günden sorgulamak kesinlikle haddim değil.

Bunun sorgulamasını halkımız ve tarih muhakkak yapacaktır.

 

Bugünden itibaren zaman zaman bu kağıt üzerine basılmış harflerin oluşturduğu bazen güzel  bazense eleştirel kelimelerin oluşturduğu cümleler ile sizlere sesleneceğim.

Bazen iyileri, güzellikleri, ibret alınması gereken olay ve görüntüleri fikirleri sizlerle paylaşacağım.

Bazen eleştiriler yapacağım.

Bazen yerginin yer aldığı kötü, olmaması gereken olayları, fikirleri sizlere aktaracağım.

Bundan dolayı belki de bana kızacaksınız, öfkeleneceksiniz.

Bunları tabiki göze alıyorum.

Göze almasam gazeteci olmak istemem.

 

İşe başlamadan önce Sayın Hakan Manici’nin  tarafıma anlattığı ve her yerde özellikle üzerine basa basa anlattığı bir hikayeyi çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

“Gazeteci Mehmed Tahir Bey geçen yüzyılda yaşamış tırnak içinde söylüyorum ‘önemli’ bir gazeteciymiş”.

Onu önemli kılan gazeteciliğinden öte başka yönleri ile öne çıkmasıydı.

Terkos Gölü’nden ıstanbul’a su verme hakkını elinde tutan Fransız şirketinden düzenli olarak her ay aldığı rüşvet kesilince Malumat Dergisinde

“Göle domuz düştü” diye yazıp ıstanbul’u birbirine sokmuştu.

Bir kaç gün sonra parası Fransızlar tarafından ödenince de….

“Domuz vurulmuş ama meğer göle düşmemiş, hemen sahilde gebermiş” demişti.

Şunu belirtmek istiyorum ben doğru bildiğim yolda yürümeye devam edeceğim.

Günümüzde birçok örnekleri olsa da

 

Ben hiçbir zaman böyle Gazeteci! olmayacağım.

Etiketler: » » »

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI