logo

Şükrü Argun: Sosyalistin ateist olma zorunluluğu yok

Şükrü Argun: Sosyalistin ateist olma zorunluluğu yok

Radikal gazetesinden Ezgi Başaran, Felsefeci-yazar Şükrü Argın’la ‘ateizm, solculuk ve sahici dindarlığı’ hakkında konuştu Argın: “Sosyalizm dünyanın bu haline itiraz olarak ateisttir. Sosyalist, müminin kalbindeki Tanrı’ya itiraz etmez. Onun derdi başka tanrılarladır. Bu bakımdan sosyalist duruşun her halükârda dindar bir yanı vardır.” dedi.

TÜRKİYE’DEKİ SOSYALİSTLER DİNE KARŞI KAPALI

‘Sosyalistler dinsiz olur’ fikrinin yaygın olmasının sebebi ve fikrin mesneti nedir?

Doğrudur; burada, bu memlekette solculuğun, sosyalistliğin, anarşistliğin ‘komünistlik’ olduğu ve bunun da ‘eşyanın tabiatı gereği’ bir tür ‘dinsizlik’ olduğu şeklinde yaygın bir kanaat vardır. Özellikle altı çizilmeli ki bu bir ‘fikir’ değil ‘kanaat’tir. Dolayısıyla mesnetinden değil, olsa olsa sebebinden söz edilebilir. Temel sebep ‘dinsizlik’ denilen şeyin bir eleştiri değil de bir suçlama olarak; bir hareketin, bir fikrin, bir şahsın varlığını gayrimeşru kılmanın asli aracı olarak kullanılmasıdır. Şimdi böyle bir suçlamanın mesneti, dayanağı olabilir mi? Sanmıyorum. Zira Türkiye’de sosyalistler de dine dair fikirlerini pek açık etmiş değillerdir. Daha doğrusu, bu konuda fikir yürütmeyi, üretmeyi alenen hayata geçirmiş değillerdir pek.

Niye?

Halkının yüzde 99’unun Müslüman olduğu ha bire tekrarlanılıp durulan bir ülkede, bir tür ‘çoğunluk tiranlığı’, sosyalistleri bu konuda baskılamış olabilir. Sivas’ta Aziz Nesin’in ve yanındaki diğer insanların başına gelenler bu baskının ne kadar şiddetli hale gelebileceğinin açık göstergesi. Sadece böyle bir felaketin yaşandığı bir toplumda değil, asıl böyle bir felaketle birlikte yaşayabilen, böyle bir felakete rağmen yaşamını aksatmadan sürdürebilen bir toplumda düşünmek, hele de din üzerine düşünmek ve bunların sonuçlarını alenen ortaya koymak, dahası tartışmak son derece güç. Ancak sosyalistlerin bu konudaki ‘umumi suskunluğu’nu sadece bu baskı kültürüne bağlamak da yeterli değil elbette. Türkiye’de sol genel olarak, içinde yaşadığı kültürün bazı vasıflarını neredeyse aynen devralmıştır ve fikirden, teoriden, özellikle de bunların üretiminden uzak durma, hatta neredeyse hiç hazzetmeme; hazır kanaatlerle yetinme bunların başında gelir.

Yani?

Yani sosyalistlerin dinsiz olduğu kanaati, onların dinsiz olduğu gerçeğinden kaynaklanmış olamaz. Zira söylemiş olduğumuz gibi, sosyalistlerin bu konudaki genel tavrı umumi ketumluktur. Sivas’ta yakılanların tümü ‘dinsiz’ miydi? Solcu, sosyalist Aleviler ‘dinsiz’ mi?

SOSYALİST TANRI’YA İTİRAZ ETMEZ

Öyleyse ateizmle sosyalizmin ilişkisini nasıl tarif ediyoruz?

Ateizm, Tanrı’nın varlığına, dolayısıyla öte dünya fikrine itiraz eden bir düşünce tarzıdır. Sosyalizm ise bu dünyaya yönelik bir itirazın adıdır. Sosyalizm bu dünyanın düzenine, yeryüzü tanrılarına başkaldırır. Dünyanın bu haline yönelik bir itiraz olarak sosyalizm şu anlamda ateisttir: Seküler tanrılara, örneğin paraya, piyasaya ve de Tanrı’nın herhangi bir ‘bu dünyaya bulaştırılmış’ haline, örneğin kendini yeryüzündeki adaletsizliği meşrulaştırmaya vakfetmiş herhangi bir kiliseye, havraya ya da camiye tam bir inançsızlık ve başkaldırı. Kısacası, sosyalist, müminin kalbindeki Tanrı’ya itiraz etmez. Onun derdi başka tanrılarladır. Dolayısıyla, bu bakımdan sosyalist duruşun her halükârda dindar bir yanı vardır, diyebiliriz.

SOSYALİSTİN ATEİST OLMA ZORUNLULUĞU YOK

O nasıl oluyor?

Bir bakıma dindar çünkü aslında Tanrı’ya şirk koşmaya, yani dünyevi şeylere ilahi haleler atfetmeye ve aynı zamanda Tanrı’ya dünyevi haller yüklemeye karşı çıkar. Bu sebeple şu söylenebilir sanıyorum: Nasıl bir ateistin sosyalist olma mecburiyeti yoksa, bir sosyalistin de ateist olma mecburiyeti yoktur, diyebiliriz. Bir sosyalist için, bu dünyadaki sosyal adaletsizliğe katlanamayan, tahammül edemeyen, dahası itiraz etmeden duramayan dertli bir mümin, dünyanın bu halinden memnun, hali vakti yerinde ‘şenşakrak’ bir ateistten çok daha yakın bir müttefiktir.

SOL’UN DERDİ DİN DEĞİL KAPİTALİZM OLMALI

Solun dinle ilişkisini anlamak neden önemli?

Tam da bu sebeple önemli. Sol, derdinin din ile değil, kapitalizm ile olduğunun farkına varmak zorunda. Sol, sınıfsal eşitsizliğin her türlü kültürel inşayı dikine kestiğine dair iddiasını bizatihi ciddiye almak zorunda. Örneğin din söz konusu olduğunda Marx’ın şu ünlü sözünü birazcık bozarak şunu söyleyebiliriz sanırım: Bir kulübede, saraydakinden farklı dua edilir. Sol, kulübedeki duanın farkını anlamak durumunda. Bu konuda şimdilik bunu söyleyebilirim. Zira yoksulun duasını duyabilecek tek kulak sosyalistlerin kulağıdır ve bir kulak ancak bu duayı duyabiliyorsa ‘sosyalist’tir.

Kaynak: ensonhaber.com Etiketler: